10 Ağustos 2025 - Pazar

UMUT VE KARANLIK ARASINDA

TOROS

Yazar - YAZAMADIKLARIM
Okuma Süresi: 5 dk.
31 okunma
 YAZAMADIKLARIM

YAZAMADIKLARIM

yetis.huseyin@gmail.com - 05452649543
Google News

3. BÖLÜM — UMUT VE KARANLIK ARASINDA

 

Halime’nin hastalığı ilerlerken, evin içindeki umut da giderek zayıflıyordu. Mustafa, kardeşi Gülüstan’a göz kulak olurken, aynı zamanda annesinin yorgun bedenine destek olmaya çalışıyordu. Babası Hüseyin’in iş bulamaması aileyi daha da zorluyordu; maddi sıkıntılar büyüyor, evdeki gerginlik artıyordu.

 

Bir gün okuldan sonra, Mustafa öğretmeni Berna Hanım’ın yanına gitti. Gözlerinde yaş vardı ama kararlıydı.

 

— Öğretmenim, ben buradayım. Ailem zor günler geçiriyor ama ben pes etmeyeceğim.

 

Berna Hanım onu dikkatle dinledi ve içtenlikle dedi ki:

 

— Mustafa, senin gibi bir öğrencim olduğu için çok gururluyum. Güçlü ol, hayat zor olsa da sen daha güçlüsün.

 

O andan itibaren Mustafa’nın içindeki ışık sönmedi; aksine büyüdü. Zorluklara karşı dimdik durmayı öğrendi.

 

 

4. BÖLÜM — KÜÇÜK GÜLÜSTAN'IN SESİ

 

Gülüstan, ailesinin içinde sessiz bir dünya yaşıyordu. Apatik otizm nedeniyle çevresine pek fazla tepki veremeyen küçük kız, bazen yalnızca Mustafa’nın sesine cevap veriyordu. Mustafa, onu korumak için elinden geleni yapıyordu.

 

Bir gün okulun bahçesinde Gülüstan, bir şeylere bakarken hafifçe gülümsedi. Bu, Mustafa’nın yüreğinde umut yeşerten nadir anlardan biriydi.

 

Mustafa, Berna Hanım’a bu küçük mucizeden bahsettiğinde öğretmeni gülümsedi:

— Her çocuk farklıdır, Mustafa. Gülüstan da kendi dünyasında çok özel. Ona sevgiyle yaklaşmaya devam et.

 

Mustafa, hem kendi hayatını hem de küçük kardeşinin hayatını değiştirecek büyük bir mücadeleye hazırlanmaktaydı.

5. BÖLÜM — ZORLU YOLLARIN AZMİ

Mustafa, yıllar süren zorluklara rağmen pes etmedi. Okulda başarılı olmaya çalışırken, evde de annesinin hastalığı ve kardeşinin özel durumu ile mücadele ediyordu. Babası Hüseyin ise iş bulamamanın getirdiği çaresizlikle içten içe mücadele ediyordu.

Mustafa, hayallerini gerçekleştirmek için büyük bir azimle tıp fakültesine girdi. Berna Hanım’ın desteği, onun en büyük motivasyon kaynağıydı.

Bir gün, fakültenin ilk gününde Mustafa, kalbinde öğretmenine olan minnet ve sevgiyi hissediyordu:
— Öğretmenim, sizin sayenizde buradayım.

Berna Hanım, gururla gülümsedi:
— Mustafa, sen hak ettin. Yolun açık olsun.

6. BÖLÜM — DÖNÜŞÜM VE KARŞILAŞMA

Yıllar süren mücadele ve azimle, Mustafa Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni başarıyla tamamladı ve kanser alanında uzmanlaştı. Artık profesör, hatta fakültenin dekanıydı.

Bir gün Adana Şehir Hastanesi’nde tedavi görmekte olan hastalar arasında, yıllar önce kendisini desteklemiş olan öğretmeni Berna Hanım’ı gördü. Kalbi bir anda hızla çarptı.

Mustafa, öğretmeninin tedavisini bizzat üstlendi. Her seans, aralarındaki bağın daha da güçlendiği anlar oldu. Mustafa, Berna Hanım’a minnetini sadece kelimelerle değil, yaptığı işlerle de gösteriyordu.

Berna Hanım, hastalığı ilerledikçe Mustafa’nın yanında olmak onun için en büyük güç kaynağıydı.

7. BÖLÜM — SON VEDA VE EKSİK KALAN DOKUNUŞ

Berna Hanım, hastalığın ağır yükü altında, son günlerini sayıyordu. Hastane odasında, pencereden Adana’nın sıcak güneşini izlerken, yanındaki Mustafa’ya bakıyordu.

Mustafa’nın gözlerinde, yılların acısı, minneti ve tarifsiz bir sevgi vardı. Elleri titreyerek öğretmeninin elini tuttu.

— Öğretmenim… Size olan borcumu asla ödeyemem. Siz bana sadece bilgi değil, umut ve hayat verdiniz.

Berna Hanım, zayıf bir gülümsemeyle yanıt verdi:
— Mustafa, senin gibi bir evlat yetiştirmek en büyük gururumdu. Hayatın acımasız olsa da, içindeki ışığı asla söndürme.

Gözlerinden yaşlar süzülürken, o son anlarında bile Mustafa’nın omzuna dokundu ve fısıldadı:
— Birinin hayatında fark yaratmak… en büyük mirastır…

Mustafa, öğretmeninin ellerini son bir kez sıktı, gözyaşları boğazında düğümlendi. O an, hem kaybedişin hem de sonsuz sevginin yükünü hissetti.

Cenaze töreninde, Toros İlkokulu bahçesinde toplanan çocuklar, Mustafa ve kardeşi Gülüstan, Berna Hanım’ın hayatlarına dokunan sevgisini anarken, Mustafa sessizce şunları söyledi:
— Bu acı, size olan sevgim kadar büyük. Ama söz veriyorum; onun ışığını karanlıkta kaybettirmeyeceğim.

Ve orada, Adana’nın sıcak gününde, kaybedilen bir hayatın bıraktığı izler, yeni umutlara yol açtı.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.