Altın Koza ve Adana Gerçeği
Altınkoza

HÜSEYİN YETİŞ
yetis.huseyin@gmail.com - 0 (545) 3649543Altın Koza Uluslararası Film Festivali… Adana’nın dünyaya açılan yüzü, sinemanın kalbi, sanatın şöleni. Her yıl kırmızı halılar seriliyor, ünlü yönetmenler, oyuncular, yapımcılar kente akın ediyor. Şehir, birkaç günlüğüne ışıl ışıl oluyor. Peki sonra?
Sonrası büyük bir sessizlik. Çünkü festival bitiyor, ışıklar sönüyor, Adana yine kendi sorunlarıyla baş başa kalıyor.
Parıltının Ardındaki Çelişki
Bir yanda milyonlarca lira harcanarak yapılan bir festival, diğer yanda altyapısı çökmüş sokaklar, çöp kokusu içinde yaşayan mahalleler, işsizlikten umudunu yitiren gençler… İşte Altın Koza ile Adana gerçeği arasındaki büyük çelişki burada.
Sanat elbette önemlidir. Festival, kentin marka değerini yükseltir. Ancak sanatın gölgesinde halkın gerçeğini görmezden gelmek, toplumsal bir vefasızlıktır. Adanalı, festivalin ışığını değil, kendi mahallesinin karanlıklarını konuşuyor.
Adana’nın Sanatçılarına Vefasızlık
Bir başka çelişki de festivalin, çoğu zaman Adana’nın kendi sanatçılarına sırt dönmesidir. Yerel sanatçılar, şehrin kültürel hafızasını taşıyan isimler, festivalde hak ettikleri ilgiyi göremiyor. Kendi şehrinde değer görmeyen sanatçıya, dışarıdan gelen ilginin ne anlamı var?
Altın Koza Bir Şölen Olmalı, Maskelenme Değil
Altın Koza, Adana’nın sorunlarını örtmek için kullanılan bir makyaj değil, şehrin gerçek potansiyelini harekete geçiren bir fırsat olmalı. Sinema, toplumsal gerçekleri en iyi anlatan sanat dalıdır. O halde Adana’nın gerçek sorunları –işsizlik, yoksulluk, göç, çevre, gençlerin umutsuzluğu– festivalin kalbine taşınmalı.
Sonuç: Adana’ya Yaraşır Bir Altın Koza
Altın Koza, Adana’nın marka değeridir ama tek başına yeterli değildir. Festivalin ışığı, Adana’nın karanlık sokaklarını aydınlatmıyorsa, halkın hayatına dokunmuyorsa, bu şehrin ruhuna katkısı eksik kalır.
Adana, Altın Koza’yı yalnızca bir sinema şöleni olarak değil, kendi gerçeğini hatırlatan bir toplumsal ayna olarak görmelidir. O zaman festival sadece kırmızı halılarla değil; halkın gönlünde de yer bulur.